Türk Eğitim-Sen’den Milli Eğitim Müdürlüğü’ne Atama Tepkisi
Türk Eğitim-Sen Bilecik Şubesi, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde son günlerde yaşanan geçici görevlendirmeyle ilgili tepki gösterdi.

Türk Eğitim-Sen Bilecik Şubesi, Osmaneli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde son günlerde yapılan geçici görevlendirme hakkında sert bir açıklama yayımladı. Sendika, bu atamanın sadece eğitim çalışanları arasında değil, kamu vicdanında da derin bir rahatsızlık yarattığını belirtti. Açıklamada, liyakat ilkesinin açıkça ihlal edildiği ve siyasi ilişkilerin öne çıkarıldığı iddia edildi.
Deneyimli Yöneticiler Dururken Neden Sınıf Öğretmeni Atandı?
Türk Eğitim-Sen tarafından yapılan açıklamada, mevcut İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün izinli olması nedeniyle yerine vekalet edecek kişinin belirlenmesinde büyük bir “liyakat ihlali” yaşandığı vurgulandı. Kurum bünyesinde iki kadrolu şube müdürü ve çok sayıda deneyimli okul yöneticisi bulunmasına rağmen, hiçbir yöneticilik tecrübesi bulunmayan bir sınıf öğretmeninin geçici olarak görevlendirilmesi “açıkça liyakat ilkesine aykırı” olarak nitelendirildi.
Açıklamada, bu uygulamanın sadece usul yönünden sakat olmakla kalmadığı, aynı zamanda söz konusu kişinin 2025 yılına kadar girdiği tüm müdür yardımcılığı sınavlarında baraj puanını dahi geçememiş olması gibi “düşündürücü” detaylara da dikkat çekildi. Sendika, bu durumun kamuoyu nezdinde liyakatin ve emeğin değersizleştirilmesi anlamına geldiğini ifade etti.
“Siyasi Kulis Desteğiyle Hak Etmediği Makama Oturtuldu” İddiası
Türk Eğitim-Sen, geçici olarak görevlendirilen bu şahsın makama gelişinde tek vasfının “siyasi ilişkiler ve kulis desteği” olduğunu aleni bir gerçek olarak nitelendirdi. Sendika, “Eğitim yönetimi gibi hayati bir alanda, bir kişinin yalnızca siyaseti araçsallaştırarak hak etmediği bir makama oturtulması, hem kurumsal güveni sarsmakta, hem de bu ülkenin eğitim sistemine ağır bir zarar vermektedir” diyerek sert tepki gösterdi.
Kamuoyuna Yöneltilen Kritik Sorular
Açıklamada kamuoyunun dikkatine sunulan hayati sorular ise şunlar:
- Bu görevlendirme hangi yönetmeliğe veya hukuki zemine dayanılarak yapılmıştır?
- Liyakat ve deneyim neden göz ardı edilmiştir?
- Bakanlık onayı olmadan, yalnızca VALİLİK Oluru ile yapılan bu görevlendirme, merkezi otoritenin ve eğitim politikalarının hiçe sayılması anlamına gelmiyor mu?
- Bu kişinin 2025 yılına kadar girdiği sınavların hiçbirinde başarı gösterememiş olmasına rağmen görevlendirilmesi, Osmaneli’nde yıllardır emek veren onlarca idareciye haksızlık değil midir?
- Eğitim kurumlarında bu tarz keyfi ve gerekçesiz görevlendirmeler devam ederse, kurumsal motivasyon, güven ve çalışma barışı nasıl sağlanacaktır?
- Sendika, bu görevlendirmenin münferit bir hata olmadığını, “sistematik bir liyakatsizlik anlayışının dışa vurumu” olduğunu düşündüklerini belirtti. Açıklamada, “Eğitim gibi geleceğimizi doğrudan etkileyen bir alanda yapılan her keyfi tasarruf, sadece bugünü değil, yarınımızı da zedelemektedir” denildi.
“Bu Koltuklar Sınavdan Kaçanlara Değil, Hak Edenlere Aittir!”
Türk Eğitim-Sen, açıklamasının sonunda sert ifadeler kullanarak çağrıda bulundu:
- “Bu koltuklar; sınavdan kaçanlara, arka kapıdan girenlere değil; hak edenlere aittir.”
- “Osmaneli sahipsiz değildir. Bu halk, bu eğitim camiası, her türlü kayırmacılığa karşı hakkını ve emeğini savunacak kararlılıktadır.”
- “İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü gibi ciddi ve sorumluluğu yüksek bir görevin, okul koridorlarında değil, ahbap çavuş ilişkileriyle alınan kararlarla belirlenmesi kabul edilemez bir ayıptır!”
- “Eğitimde siyasi kadrolaşmaya, adaletsizliğe, yandaş atamalara ve görevlendirmelere sessiz kalmayacağız.”
- “Yöneticilik, sınavı geçemeyenlerin teselli ödülü değildir. Kurumlar kişisel hesaplarla değil, kamu yararıyla yönetilmelidir.”